BAYRAM ŞENOCAK “15 TEMMUZ RUHUYLA ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA EDECEĞİZ”

BAYRAM ŞENOCAK: “15 TEMMUZ RUHUYLA ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA EDECEĞİZ”

 

AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 4. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. FETÖ’cü hainlerin ihanetini ve hainlere geçit vermeyen milletimizin kahramanca mücadelesinin asla unutulmayacağını vurgulayan Şenocak, “15 Temmuz’da milletimizin yazdığı destan bize şeref kazandırdığı kadar, omuzlarımıza da ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumluluk; vatanımızın bağımsızlığı, milletimizin birliği, beraberliği ve kardeşliği için daha çok çalışma ve kenetlenme şuurudur. İşte bu şuur bizim; 2023, 2053, 2071 ve daha nice hedeflere ulaşmamızda en güçlü motivasyon kaynağımızdır” dedi.

AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 4. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Şenocak, mesajında şu ifadelere yer verdi;

ŞENOCAK: “İÇ VE DIŞ BAĞLANTILI İHANET ÇETESİNE KARŞI ‘VAR OLUŞ’ MÜCADELESİ VERDİK”


“FETÖ’nün iç ve dış destekçileri marifetiyle kalkıştığı 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin 4. yıldönümündeyiz. Milletlerin tarihinde asla unutulmayan ve unutulmaması gereken günler vardır. Bu her şeyden önce milli şuuru ayakta tutmak adına bir görevdir. Bu vatana karşı sorumluluklarımızı ifa etme heyecanımızı sürekli diri tutma adına bir görevdir. Şehitlerimize duymamız gereken minnet ve göstermemiz gereken vefa adına bir görevdir. 15 Temmuz 2016, işte böyle bir gündür. 15 Temmuz 2016’nın bizim için iki boyutu var: Birinci boyutu, Milletimiz ve demokrasimiz adına büyük bir direnişin, onurun, kahramanlığın ve şehadetin destanı olmasıdır. İkinci boyutu ise, darbeye teşebbüs edenler ve destekçileri açısından benzerine az rastlanır bir ihanetin ve alçaklığın günü olmasıdır. Kadın, çocuk, genç, yaşlı, asker, polis 251 insanımız şehit olmuş, binlercesi yaralanmış, Meclisimiz kurulduğu andan beri ilk kez bombalanmıştır.”

ŞENOCAK: “15 TEMMUZ, BU MİLLETİN TESLİM ALINAMAYACAĞININ İZZET MANİFESTOSUDUR”

“Aradan geçen 4 yıl içinde bu ihanet çetesinin iç ve dış bağlantıları ortaya çıktıkça, millet olarak 15 Temmuz’da nasıl bir “var oluş” mücadelesi verdiğimiz daha iyi anlaşılıyor. Artık şu hakikati gayet net olarak ifade edebiliriz; 15 Temmuz’da vatanımız en az 1915’te Çanakkale’deki kadar hayati, ihtişamlı ve büyük bir vatan mücadelesi vermiştir. Türkiye, İstiklal Savaşı’ndan sonra bir kere daha bu milletin topyekun “vatanı” olmuş, “vatanı” olarak kalmıştır. Çünkü artık daha da net şekilde görüyoruz ki, 15 Temmuz, sıradan bir darbe teşebbüsü değil, kaos ve iç savaş oyunlarıyla Türkiye’yi parçalama ve emperyalist sofralara meze olarak sunma projesiydi. Başkomutan Tayyip Erdoğan öncülüğünde şahlanarak meydanları dolduran Milletimiz bu oyunu bozdu, bu kirli planı paramparça edip yapanların suratına çarptı. 15 Temmuz; ölümlerin üzerine yürüyen bir lider ve o lidere sonuna kadar güvenen bir milletin asla yenilmeyeceğini, teslim alınamayacağını gösteren bir izzet manifestosu, bir bağımsızlık vesikasıdır.”

ŞENOCAK: “EMPERYALİSTLERİN İŞBİRLİKÇİLERİNE KARŞI DESTANSI BİR MÜCADELE VERDİK”

“15 Temmuz, ‘Vatan söz konusuysa gerisi teferruattır’ diyen bir milletin, bu bölgeye yeni bir coğrafya çizmeye hazırlananlara ‘Vatanımı böldürmem, bayrağımı indirmem, ezanımı susturmam’ diyerek en okkalı şamarı indirmesidir. Bu yönüyle de, Malazgirt’ten Mohaç’a, Çanakkale’den İstiklal savaşımıza, tarihteki hangi şanlı zaferimizi hatırlarsanız hatırlayın, onların en az bir muadili, bir devamı, bir yansımasıdır. Hatta ellerinde hiçbir silahı olmayan sivil insanların tanklara, helikopterlere ve bomba yağdıran uçaklara karşı gösterdiği bir direniş olması hasebiyle çok daha özgün, çok daha nitelikli, çok daha destansı bir zaferdir. Üstelik de bu şahlanışı en küçük bir taşkınlığa, yağmaya, talana veya saldırganlığa tevessül etmeden tamamen bir zarafet ve asalet içinde gerçekleştirmiştir. 15 Temmuz, Akif’in ‘Tek dişi kalmış canavar’ diye nitelediği bir emperyalist uygarlık ve onun yerli işbirlikçileri tarafından asırlardır itilen, kakılan, küçümsenen, alay edilen, horlanan bir milletin, nasıl yakıcı bir iman, nasıl derin bir özgürlük şuuru, nasıl yüksek bir şehadet sevgisi ve nasıl üstün bir milli şahsiyet taşıdığının en üst perdeden ispatıdır.”

ŞENOCAK: “ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”

Herkes bilsin ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Anlayışlar değişecek, analizler değişecek, söylemler değişecek, siyasetler değişecektir. 15 Temmuzla birlikte milleti küçümseyen, yok sayan, demokratik bilinciyle alay eden, bütün siyasal tezler çöpe atılmıştır. Diğer yandan asla unutmamalıyız ki; 15 Temmuz’da milletimizin yazdığı destan bize şeref kazandırdığı kadar, omuzlarımıza da ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumluluk; vatanımızın bağımsızlığı, milletimizin birliği, beraberliği ve kardeşliği için daha çok çalışma ve kenetlenme şuurudur. İşte bu şuur bizim; 2023, 2053, 2071 ve daha nice hedeflere ulaşmamızda en güçlü motivasyon kaynağımızdır. Çünkü halen görüyoruz ki, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’da umduklarını bulamayanlar, Türkiye’ye karşı onların uzantısı olacak yeni arayışlar içindeler. Kendi siyasi emellerini emperyalistlerin emelleriyle buluşturmuş bilumum şer odakları, birbirleriyle iş birliği halinde, aynı karanlık merkezlerin senaryolarına figüranlık ediyorlar.”

ŞENOCAK: “15 TEMMUZ ‘BİTTİ, GEÇTİ’ DİYE GEÇİŞTİRECEĞİMİZ BİR GÜN DEĞİLDİR”

“Tüm bu oyunların bir tek amacı var: Türkiye’yi durdurmak ve küresel hegemonyanın emrinde bağımlı bir ülke yapmak. Çünkü onlar, Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de küresel planları bozup oyun kurucu bir aktör olan değil, mahkum ve bağımlı bir Türkiye istiyorlar. İşte bu nedenle 15 Temmuz, ‘yaşadık, bitti geçti’ diyeceğimiz bir gün değildir. 15 Temmuz’u bütün boyutlarıyla her zaman hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Bu vesile ile15 Temmuz destanını kanlarıyla canlarıyla yazan aziz şehitlerimizi bir kere daha sevgi, minnet ve rahmetle anıyorum. Gazilerimize ve şehit ailelerimize saygı ve şükranlarımızı bildiriyor, her zaman yanlarında olacağımızı ifade etmek istiyorum. Allah hepsinden razı olsun. Rabbim şehitlerimizin manevi bereketini üzerimizden asla eksik etmesin.”